Implied conditional example sentences | |
---|---|
But I'm not sure if I'd like having chicken as left overs. | Ama arta kalan tavukları yemek ister miydim pek emin değilim. |
Sure, we can change it, but it would also change the rent! | Tabii, değiştirebiliriz, ama bu kirayı da değiştirir! |
I don't think going back would make me feel any better! | Geri dönmenin beni daha iyi hissettireceğini zannetmiyorum! |
I could take Bear for a walk at Hyde Park... | Bear'i Hyde Park'ta yürüyüşe çıkarırdım... |
Ha-ha-ha that's what I would do, too! | Ha-ha-ha ben de böyle yapardım! |
Why would Pinocchio do it to himself? | Neden Pinokyo bunu kendine yapsın ki? |
Why would I have a problem with her? | Neden onunla bir problemim olsun ki? |
Because I didn't think talking to you would solve the problem! | Çünkü seninle konuşmanın problemi çözeceğini düşünmedim! |
I can't believe my ears, that would be perfect for him! | Kulaklarıma inanamıyorum, bu mükemmel bir şey olurdu onun için! |
Why not? We could be neighbours of Buckingham Palace. | Neden olmasın? Buckingham Sarayı'na komşu olabilirdik. |
Well, I don't think it would be more than 10% more. | Eh, bence %10'dan fazla olmaz. |
Yes please, that would be better than using someone else's bread. | Evet lütfen, başkasının ekmeğini kullanmaktan daha iyi olur. |
Aren't they the fixtures of the house? Why would we buy them? | Bunlar evin sabit eşyaları değil mi? Neden biz alalım ki? |
Oh my god, why would she do that!? | Aman tanrım, bunu neden yapar ki!? |
Wouldn't it be better just to look at the recipe picture on your phone? | Telefonundan tarifin resmine bakman daha kolay olmaz mıydı? |
Hm, I never measure it but about a tablespoon would be enough! | Şey, ben hiç ölçmem ama bir çorba kaşığı yeterli olur! |
What would you do? | Sen ne yapardın? |
That's bollocks, no one would pay that much for this room! | Bu saçmalık, kimse bu oda için bu kadar para ödemez! |
Yes, that is what I would normally do, too. | Evet, normalde ben de öyle yaparım. |
Because, I didn't think it would be a big deal for you! | Çünkü senin için bu kadar büyük bir mesele olacağını düşünmemiştim! |