In English we often use an infinitive with to to talk about a person’s purpose.
We can also use 'in order to' or 'so as to'.
'So as to' and 'in order to' are more common before verbs like be, have, know etc.
Before a negative infinitive, we normally use 'so as' or 'in order'.
Notes for use of infinitive of purpose :
We say I came here to study English NOT I came here for studying English OR I came here for to study English.
We can use for + noun to say why we do something.
Infinitive of purpose example sentences | |
---|---|
To guarantee our safety. | Can güvenliğimizi sağlama almak için. |
Excuse me!? I just played with the kids to keep them entertained. | Pardon!? Sadece çocukları eğlendirmek için onlarla oynadım. |
No, it's only for people to have fun at an amusement park. | Hayır, burası sadece insanlar için lunaparkta eğlensinler diye. |
I think you are doing this on purpose to annoy me. | Bence beni kızdırmak için bunu bilerek yapıyorsun. |
I'm here with a plumber to fix the clogged toilet. | Tıkanmış tuvaleti tamir etmesi için bir tesisatçıyla geldim. |
I brought him to see if he gets on well with Bear. | Bear ile iyi anlaşacak mı görmek için getirdim. |
To avoid making my payment! | Bana ödemeyi yapmamak için! |
I took a half day off work to bring Pogo to the vet. | Pogo'yu veterinere getirmek için yarım gün izin aldım. |
You can bring Pogo one day to see if they get on well. | İyi geçinip geçinmediklerini görmek için bir gün Pogo'yu getirebilirsin. |
It requires two people to do it... | Bunun için iki kişi gerekiyor... |
I wonder how many times you brought her here to watch the sunset. | Gün batımını izlemek için onu buraya kaç defa getirdiğini merak ediyorum. |
I'm just calling you to check if you are ready. | Hazır mısın diye kontrol etmek için aradım. |
I already did it a couple of months ago to find this one. | Zaten birkaç ay önce bunu bulmak için yeterince kaybettim. |
So I turned the stove up higher to cook faster. | Ben de daha hızlı pişirmek için ocağı daha da açtım. |
I knew you were waiting to ask that question! | Bu soruyu sormak için beklediğini biliyordum! |
Maybe it's better for us to meet up somewhere to talk about this. | Belki de bir yerde buluşup bunu konuşmak bizim için daha iyi olur. |
I need a couple of days to finish my projects... | Projelerimi bitirmek için birkaç güne ihtiyacım var... |
Alright, I need one of you to help me open the door. | Pekala, birinizin kapıyı açmama yardım etmesi gerekiyor. |
Are you here to talk about this issue, Nick? | Bu meseleyi konuşmak için mi buradasın, Nick? |
What? Excuse me! Are you just calling to tell me this now? | Ne? Nasıl yani! Bunu söylemek için şimdi mi arıyorsun beni? |